SPİRAL DiNAMİKLER (Graves) Model

MentalPress 30

1970’li yıllarda Prof. Dr. Clare W. Graves tarafından kurgulanan “Spiral Dinamikler” kavramı insan bilincinin, değerlerinin dönüşüm süreçlerini gösterir. Bu kavram bütüncül (holistik) ve senteze dayalı bir modeldir, sosyoloji, felsefe, siyaset bilimi, psikoloji gibi farklı bilimleri birleştirir. En basit anlatımı ile Spiral Dinamikler şunu söyler: İnsan bilinci linear – düz değil, spiral bir şekilde, birbirine karışarak akan dalgalar halinde gelişir. Tarihsel olarak benzer durumları, farklı bilinç seviyelerinde yaşarız. Değişim gösteren bilinç seviyeleri şu şekildedir:
1. Evre (bej): Hayatta kalma evresi, arkaik ve içgüdüsel

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 100.000 yıl önce.

Ana amacı: Hayatta kalmak için ne gerekiyorsa onu yap.

Görüldüğü yerler: İlk insan toplulukları, yeni doğan bebekler, yaşlılar, akıl hastaları, açlıkla mücadele eden ve savaş bunalımı yaşayan toplumlar. Yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 0.1’i, nüfus üzerindeki gücü yüzde 0 yani yok.

Öncelikleri yiyecek, su, seks ve güvenlik. Hayatta kalmak için alışkanlıkları ve içgüdülerinden yararlanır. Bağımsız benliği güç bela uyandırılmış yada güçlendirilmiştir. Yaşamın sürdürmek için sağ kalma grupları oluşturulur.

2. Evre (mor): Cansız varlıklara sihirli güçler atfetme, sihirli ve animistik

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 50.000 yıl önce.

Ana amacı: Ruhunun ve kabilenin mutlu, sıcak yuvasını koru.

Görüldüğü yerler: Vudu benzeri lanetlere inanma, kan üzerine ant içme, geçmişten gelen düşmanlıklar, uğur getiren takılar, batıl inançlar. Üçüncü dünya ülkelerinde, çetelerde, birleşik kabilelerde yaygındır. Aynı zamanda yeni çağ inançları (new age), kristaller, tarot ve astrolojide görülür. Yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 10’u, nüfus üzerindeki gücü yüzde 1’i.

İyi ya da kötü ruhlar olayları belirler. Bu yüzden onlara itaat etmek gerekir. Atalara, bilgelere, şeflere, kabileye saygı göstermeli, biat edilmelidir. Nimet, lanet gibi kavramlar doğaüstü güçler tarafından yeryüzüne bırakılır. Etnik kabileler oluşturulur. Ruhlar atalardan gelir ve kabile içinde bağ kurulmasını sağlar. Akrabalık ve soy siyasal bağlantıları belirler. Graves bu evreyi, “nehirdeki her kavisin bir adı var ama nehrin adı yok” diye anlatır.

3. Evre (kırmızı): Egosantrik evre, Güç Tanrıları

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 10.000 yıl önce.

Ana amacı: Ne olmak istiyorsan ol, ne yapmak istiyorsan yap.

Görüldüğü yerler: “İki yaş sendromu” geçiren çocuklar, isyankar gençler, öncü zihniyetler, feodal krallıklar, destansı kahramanlıklar, kötü adamlar, paralı askerler, çılgın rock yıldızları, Sineklerin Efendisi. Yani yetişkin nüfusun yüzde 20’si, gücün %5’i.

İlk kabileden ayrı olarak benlik bilinci oluşur; güçlü, itici güce sahip, ben merkezci, kahraman. Mistik ruhlar, arketipler, ejderhalar ve hayvanlar bol bol konuşulur. Arketip (ilk tip) tanrı ve tanrıçalar güçlü ve hükmeden iyi ve kötü kuvvetler vardır. Feodal hükümdarlar, ağalar, şeyhler itaat ve bağlılık karşılığında astlarını korur. Dünya tehlikeli ve yırtıcılarla dolu bir ormandır. Feth eder, kurnazlıkla alt eder ve hakimiyet kurar; pişmanlık duymadan, esef etmeden benliğin sefasını sürer; şimdi burada var olur.

4. Evre (mavi): Birileri tarafından belirlenen düzen içinde yaşama, mitik düzen

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 5.000 yıl önce.

Ana amacı: Hayatın güçlü bir Başkası ya da Düzen tarafından belirlenen sonuçları, anlamı, yönü ve amacı vardır.

Görüldüğü yerler: Püriten Amerika, Konfüsyüs’çü Çin, Dickens İngiltere’si, Singapur Disiplini, totalitarizm, şövalyelik ve şeref yasaları, hayır işleri, köktendincilik, erkek ve kız izciler, “ahlaklı çoğunluk”, vatanseverlik. Yani nüfusun yüzde 40’ı, gücün yüzde 30’u.

Bu adil düzen, mutlakiyetçi ve değişmeyen doğru – yanlış ilkelerine dayalı bir davranış yasasına dayanır. Kanunları ya da kuralları ihlal etmek ciddi, belki de daimi etkiler doğurur. Kurallara uyulduğu takdirde, bağlılıklarını gösterenler ödüllendirilir. Antik ulusların temelidir. Katı toplumsal hiyerarşiler; ataerkil; düşünmenin tek bir doğru yolu vardır. Hukuk ve düzen; dürtüsellik suçluluk ile kontrol edilir. Her şey somut bir biçimde yerine getirme ve köktendinci inanç; Düzenin yasalarına itaat, son derece muhafazakar ve konformist. Genelde dindar ve mitik. Graves ve Beck buna, aynı zamanda laik ya da tanrı tanımaz düzen veya misyon da olabilecek “aziz / mutlakiyetçi” evre de demiştir.

5. Evre (turuncu): Sürü zihniyetinden kurtuluş evresi, bilimsel başarı

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 300 yıl önce.

Ana amacı: Oynanan oyunu kazanmak için kendi çıkarın doğrultusunda hareket et.

Görüldüğü yerler: Aydınlanma, Ayn Rand’ın “Atlas Silkindi” adlı eseri, dünyanın her yanında oluşan orta sınıflar, kozmetik endüstrisi, ganimet avcılığı, sömürgecilik, soğuk savaş, moda endüstrisi, materyalizm, piyasa kapitalizmi, liberal çıkarcılık. Nüfusun yüzde 30’u, gücün yüzde 50’si.

Bu dalgada benlik mavinin “sürü zihniyetinde” kurtulur. Bireyler anlam ve gerçeği arar. Dünya, kişinin kendi hedefleri doğrultusunda öğrenilecek, hakim olunacak ve yönlendirilebilecek doğal yasalarla rasyonel ve sorunsuz işleyen bir makinedir. Yüksek başarıya, özellikle de materyalist kazanımlara odaklıdır. Bilimin yasaları siyaseti, ekonomiyi ve insanla ilişkili olayları yönetir. Dünya, üzerinde oyunların oynandığı bir satranç tahtasıdır ve kazananlar kaybedenler karşısında üstünlük ve avantajlar elde ederler. Ortaklaşa rekabet, bireyin stratejik kazanımları için yeryüzünün kaynaklarını yönlendirir. İş birliği yapan devletlerin temelidir.

6. Evre (yeşil): Birlik ve çevre bilinci evresi, duyarlı benlik

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 150 yıl önce.

Ana amacı: Kendin için barışı ara, diğerlerini ve bir olmanın huzurunu keşfet.

Görüldüğü yerler: Derin ekoloji, postmodernizm, Hollanda idealizmi, Kanada sağlık hizmetleri, hümanistik psikoloji, liberasyon teolojisi, işbirlikçi öğrenme, Greenpeace, ekopsikoloji, hayvan hakları, insan hakları konuları, çok kültürlülük. Yani nüfusun yüzde 10’u, gücün 15’i.

Komüniter, birlikçi, ekolojik duyarlılık, ağ oluşturma. İnsan ruhu açgözlülükten, dogmalardan ve bölücülükten kurtarılmalıdır. Duygular ve sevgi, soğuk rasyonelliği geçersiz kılar. Yeryüzü, Gaia, yaşam kutsanır. Hiyerarşiye karşıdır. Yatay ilişkiler ve bağlantılar kurar. Geçirgen benlik, göreli benlik, grubu kaynaştırabilme, diyalog ve ilişkiler önemlidir. Değerler toplulukların temelini oluşturur. Uzlaşma ve oybirliği ile karar alınır. Son derece eşitlik yanlısıdır bu evrede insanlar, hiyerarşi karşıtı ve çoğulcu değerlere önem verir. Gerçekliğin sosyal yapılandırılması, çeşitlilik, çok kültürlülük, göreli değer sistemleri vardır. Bu evreye çoğulcu görelilik adı da verilir. Öznel, doğrusal olmayan düşünme, yeryüzüne ve üzerinde yaşayanlara karşı derin bir sevgi, duyarlılık ve önem vardır.

Yeşil mimin tamamlanmasıyla insan bilinci “ikinci düşünme kademesine” bir kuantum sıçraması gerçekleştirir. Clare Graves buna “inanılmaz derinliği olan bir anlam kanyonunun aşıldığı ‘ciddi bir sıçrama’ der. İkinci bilinç kademesiyle ilk kez gelişimin tüm spiralini net bir biçimde kavrarsınız. Dolayısıyla her düzeyin, her mimin, her dalganın, Spiral’in genel sağlığı açısından son derece önemli olduğunu anlarsınız ve bu yüzden her biri kabul edilir, kucaklanır.

Tüm bu mimlerin potansiyel olarak her bir bireyin erişiminde olduğunu anlamak önemlidir diye Ken Wilmer. Beck’in söylediği gibi, ‘odak noktası insan türleri değil, insanlardaki türlerdir’. Bu yüzden her dalga yaşam koşulları izin verdiğince harekete geçirilebilir. Acil durumlarda, kırmızı gücü harekete geçirebiliriz; kaos yaşandığında, mavi düzeni aktivite etmemiz gerekebilir; yeni bir iş ararken turuncu başarı düzenini devreye sokabiliriz. Evlilik ve arkadaşlarla olan ilişkilerimiz de yeşil bağ kurmamıza yardımcı olabilir.

Birinci kademe mimlerin her biri kendi dünya görüşlerinin tek doğru perspektif olduğuna inanır. Meydan okundukları takdirde olumsuz tepki verir, tehdit edildiği takdirde kendi araçlarını kullanarak saldırıya geçer. Mavi düzen hem kırmızının itici gücünden hem de turuncunun bireyselliğinden rahatsız olur. Turuncu bireyselciliği, mavi düzenin asalaklar için olduğunu ve yeşilin eşitlikçiliğinin güçsüz ve aciz olduğunu düşünür. Bu nedenlerle her hangi birinci mim kademesi dünya barışına engel olacaktır.

İkinci düşünce kademesi çoğulculuktan entegrasyona geçmede bir araç olur.

Tüm bunlar ikinci mim kademesiyle değişmeye başlar. Çünkü ikinci bilinç kademesi gelişimin iç evrelerinin farkındadır, bir adım geri gider, resmin genelini kavrar ve bu duruma ikinci düşünce kademesi çeşitli mimlerin oynadıkları rolü değerlendirir. İkinci mim kademesi, tek bir mimi değil, bütün varoluş spiralini esas alarak düşünür.

İkinci mim kademesiyle dünya anlam kazanmaya, bir bütün olarak belirlemeye, ilk kez birleşmeye başlar. İkinci bilinç kademesinde faaliyet başladığında gerçek barış olasılığı ufukta belirlemeye başlar. İlk kademe mimlerin en yükseği olan yeşim mim farklı kültürlerdeki zengin çeşitliliği ve muazzam çoğulculuğu kavramaya başladığı noktada ikinci düşünce kademesi bir adım öteye gider. Bu farklı kültürleri birleştirecek ve bağlayacak birliktelikleri arar ve böylece bu ayrı sistemleri alır, onları holistik spirallerin ve entegral ağların içine katmaya, dahil etmeye ve birleştirmeye başlar. Diğer bir deyişle, ikinci düşünce kademesi çoğulculuktan entegrasyona geçmede bir araç olur. Graves, Beck ve Cowan’ın kapsamlı araştırmaları bu ikinci bilinç kademesinde en az iki büyük dalganın bulunduğuna işaret etmektedirler.

Şimdi bunlara bakalım, nedir bu ikinci bilinç kademesindeki mimler?

7. Evre (sarı): Hayatın birbiri ile ilişkili akıcı sistemlerin bir kaleydoskopu olduğu evre, entegratif

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 60 yıl önce.

Ana amacı: Hayatı olduğun gibi tam ve sorumlu biri olarak yaşa, bütünleşmeyi öğren.

Bu evrede esnekliğin, doğallığın ve işlevselliğin çok büyük bir önceliği vardır. Farklılıklar ve çokluklar birbirine bağımlı, doğal akışlarla entegre olabilir. Bilgi ve uzmanlık, güç, statü veya grubun üzerinde olmalıdır. Baskın gelen dünya düzeni, farklı gerçeklik seviyelerinin (ya da mimlerin) varlığının ve dinamik spiraldeki yukarı aşağı hareket kalıplarının bir sonucudur. İyi yönetim giderek artan karmaşıklık seviyelerinde mevcudiyetlerin ortaya çıkmasını sağlar. Nüfusun yüzde 1’i, gücün %5’i.

8. Evre (turkuaz) : Evrensel holistik sistem, entegratif enerji dalgaları, holistik

Ortaya çıkış zamanı: Yaklaşık 40 yıl önce.

Ana amacı: Akıl ve Ruh yoluyla varoluşun bütünlüğünü deneyimle.

Duyguyu bilgiyle birleştiren evredir. Çok sayıda seviye, tek bir bilinç sisteminde buluşur. Kapsamlı bütünlüğün temelidir bu evre. Harici kurallara (mavi) ya da grup bağlarına (yeşil) dayanmayan, canlı, bilinçli bir evrensel düzen. Tem teorik hem pratik ‘büyük birleşme’ mümkündür. Bazen tüm varoluşun bir düzeneği olarak yeni bir spiritüelliğin ortaya çıkmasını gerektirir. Turkuaz düşünme tamamen integraldir ve spiralin tamamını kullanır. Etkileşimin çoklu seviyelerini görür. Uyumu, mistik güçleri ve herhangi oluşumun içine nüfuz eden işgalci akım evrelerini tespit eder.

Bu yaklaşım ve ünlü psikolog Maslow’un yaklaşımını da temel alarak kurumları ve liderlerini sahip oldukları değerlere göre ölçen “Corporate Transformation Tools” isimli  bir sistem  geliştiren Prof. Richard Barrett, “Bireysel ve Kurumsal Bilincin 7 Seviyesi” isimli modeli şu şekildedir.