Ne Söyleyeceğinizi Bilemediğinizde

MentalPress 30

Üzerinde oturduğunuz söz sandalyesini birisi aniden altınızdan çekiverse ne söylemeniz gerektiğini biliyor musunuz?

"Bu doğru değil" türünden şeyler söyleyerek kendinizi savunmaya ya da olumsuz açıklamayı, "Bunu kabul etmiyorum" türünden bir yalanlamayla reddetmeye çalışmayın.

Söylememiş olduğum bir şeyin zararını daha hiç görmedim.

Yapma demeye son verin.

"Akıl her şeyi harfiyen alır ve bir fikrin tersi üzerinde odaklanma yeteneği yoktur.

Soruya soruyla cevap verin. Öfkenin en iyi ilacı geciktirmedir.

Cahil mi, bilgili mi?

Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar.

Kaynağı aramak mı, yüzeysel tepki mi?

Cehalet gönüllü talihsizliktir."

Akıllarından geçeni okuyun.

İncelik aslında bir tür akıl okumadır.

Uygulama:

Çalışma gününüz oldukça zorlu geçti. Bütün arzunuz bir an önce evde olmak, ayaklanma uzatıp dinlenmek. Eve vardığınızda eşinizi sinirli bir halde buluyorsunuz. Yemekte ne olduğunu soruyorsunuz, o da öfkeli bir şekilde, "Bir yere gitmez olduk, çok sıkılıyorum" diyor. Böyle bir söz bu akşam en son duymak istediğiniz şey ve ne söyleyeceğinizi bilemiyorsunuz. 

Söyleyebilecekleriniz;

Duygusal ret tepkisi gösterirsiniz. (Bu ise, "Evet gidiyoruz/Hayır gitmiyoruz" müna-kaşasını başlatabilir.) "Geçen hafta sonu panayıra gitmedik mi?"

Olayı önemsizleştirir bir yanıt verirsiniz. "Başkalarından çok daha fazla çıkıyoruz."

Yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışır ve söz savaşını başlatırsınız.

"Seni yemeğe çıkarıp sonra da istediğin filme götürmedim mi?"

Yüzeyde olana tepki gösterir işin özünü gözden kaçırırsınız.

"Bak, haftada elli saat çalışıyorum. Dışarı çıkmaya, orada burada dolaşmaya hiç halim yok." 

Söylemeniz Gerekenler;

Gerçekte ne olduğunu araştırırsınız. "Bununla ne demek istiyorsun?"

Bilgi almaya çalışırsınız.

"Niçin böyle diyorsun, sevgilim?"

Kendinizi savunmaya çalışmayarak söz savaşından kaçınırsınız.

"Böyle düşünmenin sebebi nedir?"

Sinir boşalmasının nedenini bulup sızıntıyı giderirsiniz.

"Betül'le Serdar gitar dersi alıyorlarmış ve..”