Cansız Konuşmalar ve Sunumlar Yapmak

MentalPress 30

Geçen yıl, televizyonda yayınlanan sabah programlarından bi­rinde, bayan sonucu bir genç adama yaklaşmakta olan bir olay hakkında sorular sordu. Adam, ilk soruyu güçlükle de olsa yanıt­ladı; ancak sıra bir sonraki soruya geldiğinde, cevap vermeden önce yutkundu. Sunucu devam etti ama genç adamın rengi gitgi­de daha da soldu. Cevap vermeyi denedi ve birden masaya kustu. Neye uğradığını şaşıran sunucu kameraya baktı ve "Sanırım kısa bir ara vermek zorundayız," dedi.

Çoğumuz o anda genç adamın utancından öleceğini düşündük, ama böyle bir şey olmadı elbette. Program kayıtları birkaç maga­zin programında da yayınlanınca, genç adam popülarite bile ka­zandı. Bu bize, topluluk önünde konuşma konusunda olabilecek en kötü deneyimi yaşasak bile Ölmeyeceğimizi, hayatta kalıp bun­dan söz edebileceğimizi gösteriyor.

Bazı insanlar topluluk önünde konuşurken başkalarından daha fazla heyecanlanır. Bir sahne ve mikrofon gördüğünde terlemeye, titremeye başlar. Araştırmalar, sunum ya da konuşma yapması ge­rektiğinde aşın bir paniğe kapılan kişilerin büyük olasılıkla ço­cukluklarında bir travma ya da fobi yaşadıklarım göstermektedir.

Bu benim uzmanlık alanım olmadığı için, bunun yerine size konuşma yeteneğimizi nasıl geliştirebileceğinizden söz etmek İs­tiyorum.

Sizden bir konuşma ya da sunum yapmanızın istenmesi, ceza değil, onurdur. Başkalarının beceri ve yeteneklerinizden etkilen­diği, sizden bir şeyler öğrenmek istediği anlamına gelir. Elektro­nik iletişimin hızla yaygınlaştığı günümüzde, insanların sırf sizi dinlemek için bir araya toplanması çok önemlidir.

Uzmanlara göre iyi bir konuşma ya da sunum yapmanın sim -karşınızdaki dinleyici kitlesinin büyüklüğü ne olursa olsun- iyi hazırlanmaktır. İş dünyasında dinleyiciler İnsanı vezir de edebilir rezil de; performansınız patronunuza doğrudan yansır. Eğer bo­calayan, lafları ağzında geveleyen bir ahmak görüntüsü çizerse­niz, insanlar patronun hangi akla hizmetle sizi işe aldığını merak ederler. Etkileyici, başarılı bir sunum yapmanız halinde, patronu­nuz ve diğer insanlar sizi bambaşka bir gözle görmeye, insanları etkileme gücüne sahip olan ve saygı gören bir lider olabileceğinizi düşünmeye başlarlar.

Bir sunumu ya da konuşmayı "iyi" kılan nedir? En önemli un­sur dinleyicilerinizi iyi tanımak ve onların sizden ne bekledikle­rini iyi anlamaktır.

Dinleyiciler sunuma genellikle sorular sorarak katılım göste­rir. Etkili bir sunum İçin şunlara ihtiyaç vardır:

Gündemi belirleyin:

Gruba neler yapacağınızı ve ne zaman so­ru sorabileceklerini anlatın.

Zamanı iyi yönetin.

Elinizde küçük bir saat tutun, böylece ko­nuşmanızın nasıl aktığını takip edebilirsiniz. Bir kişinin soru­sunun yanıtı çok uzun sürüyorsa, ona bunu daha sonra tartış­mayı teklif edebilirsiniz. Gruptaki diğer kişilerin sıkılıp sabırsızlanmasını istemezsiniz herhalde? Her dinleyicinin bir sorusunu cevaplayın.

Cevapları kısa tutun, konuyu dağıtmayın.

Bir projenin bütün öyküsünü anlatmaya kalkarsanız, sorusu olmayan dinleyicile­ri sıkarsınız. Cevabınızı desteklemek için bir örnek verin ve konuşmanıza devam edin.

Arkadaşlarınızı ayarlayın.

Bir sunum yapacağınız zaman, sa­mimi olduğunuz iş arkadaşlarından size, önceden kendilerine yazılı olarak verdiğiniz soruları sormalarını isteyin. Beklen­medik bir sürprizle karşılaşmamak için, soruya sadık kalma­larını ve değiştirmeden sormalarını rica edin.

Beden dilini izleyin.

Gözlerinizi grubun üzerinden ayırmayın. Sunum sırasında dinleyici kitlesi ne kadar küçükse, tepkileri­ni takip etmeniz o kadar kolay olur. Sıkıldıklarını fark ettiği­nizde, hemen konuyu değiştirin. Kafaları karışmış ya da te­reddütlü görünüyorlarsa, bunu onların yorumlarını ya da so­rularını almak için bir fırsat olarak değerlendirin.

Soğukkanlı olun.

Küçük bir grupta öfke ya da olumsuz tepki­ler hemen fark edilir. Size zor ya da ters bir soru sorulduğun­da, hemen savunmaya geçmeyin. Soruyu ya da yorumu tek­rarlayarak zaman kazanın, sonra kısa bir açıklama yapın ve bir örnekle söylediklerinizi destekleyin. Cevabı bilmiyorsanız, "Bakın bu çok ilginç. Biz de bu konu hakkında bilgi topluyo­ruz. Yeterli bilgiye sahip olur olmaz, bunları sizinle paylaşa­cağız," diyebilirsiniz.

Konuşmayı etkili bir özetle bitirin.

Sunumunuzun sonunda bü­tün malzemelerinizi toplayıp, "Sizin sorunuz yoksa, benim söyleyeceklerim bu kadar," demeyin. Bir özet çıkarın ve eylem planı belirtin. "Bu yeni sistemi kullanarak, şirketin karlılık oranını artıracağız, çalışanlarımız kalite ve etkinlik üzerinde yoğunlaşmalarım sağlayacağız. Bu hepimiz için önemli ve he­yecan verici bir süreç olacak; bu konuda sizin de kendi de­partmanı arınızı eğitmeniz çok önemli" diyebilirsiniz.

Sizden bir konuşma yapmanız istenirse, ilk dakikalarda uy­gunsuz kaçmayacak bir espri yapın, dinleyicilerin ilgisini çeke­cek bir öykünüzü ya da ilginç bir olayı onlarla paylaşın. Sonra şunlarla devam etmelisiniz:

Bir yol haritası çizin.

Dinleyicilere neden orada bulunduğu­nuzu anlatın. "Şu anda buradayım çünkü..." diyerek söze baş­layın. Sonra hemen amacınızı belirtin. "Ben bazı yöntemleri
uygulayarak çok daha etkin bir organizasyon yaratacağımıza inanıyorum..." diyebilirsiniz. Birçok kişi, nereye gideceğini bilmeyen birinin arabasına binmek istemez. Dinleyiciler de konuşmanın nereye gideceğini bilmeyen birini dinlemek iste­mezler. Onlara, neden kendilerine konuşma yaptığınızı, işve­renin neden bu konuyla ilgilendiğini ve konunun dinleyiciler açısından neden Önemli olduğunu açıklayın. Bu dinleyicinin gevşemesini ve sizin bakış açılarınızı paylaşma konusunda gö­nüllü hale gelmesini sağlar. Siz neden söz ettiğinizi bildiğini­zi onlara kanıtlamış olduğunuz için kendilerini emin ellerde hissederler.

Konu üzerinde yoğunlaşın.

Kimileri, çarpıcı bir başlangıç ya­pabilmek için ünlü birinin sözünü ya da esprisini kullanmaya çalışabilir. Ancak dinleyiciler, sizi "sizin bildiklerinizi" öğren­mek için dinlemektedir; bu nedenli; konuşmanın özü üzerinde yoğunlaşın. Bir konuşmanın Özünü iyi hazırladığınızda, baş­lamak ve bitirmek kolay olacaktır.

Sayılardan kaçının.

Konuşmanızı istatistiklerle desteklemeniz, kağıt üzerinde iyi görünebilir; ancak insanlar bunları sözlü ola­rak dinlediklerinden kavramakta zorlanırlar. "Sayıları kullan­mak kolaydır; ancak bu yapabileceğiniz en kötü şeydir," diyor iletişim uzmanı ve eski bir televizyon habercisi olan Mark Wiskup. "Sayılar anlamsızdır. Şöyle düşünün: En zengin, en anlamlı konuşmalarda sayılar yoktur. Çocuğunuza, 'Bugün se­ni altı kez sevdim' demezsiniz. İnsanlarla konuşurken sürekli sayılardan söz ederseniz, onlarla bağlantınızı koparırsınız."

Arkadaşlar arayın.

Sunumun aksine, konuşmalarda dinleyici­ler arasında arkadaşlarınız bulunmayabilir. Ama paniğe kapıl­mayın. Kalabalığın arasında dosdoğru size bakan, hatta gü­lümseyen ve söylediklerinizi başıyla onaylayan kişiler mutla­ka olacaktır. Kendinizi gergin hissettiğinizde ya da güven ka­zanmak istediğinizde, onlara bakabilirsiniz. Cep telefonuyla oynayan adama ya da rujunu tazeleyen kadına bakmaktan kaçının.

Kibarca ayrılın.

Konuşmanız bittiğinde hemen arkanızı dönüp gitmeyin ya da on dakika boyunca gereksiz şeylerden söz et- meyin. Konuşmayı toparlamanız bir dakika sürmeli ve söyle­diklerinizin kısa bir özetini içermelidir. Konuyu kısa bir öy­küyle de bağlayabilirsiniz.

Konuşmanızı ya da sunumunuzu rahatça yapacak hale gelene kadar prova edin; böylece herhangi bir nedenle okuyamaz hale gelirseniz, kekelemez ya da donup kalmazsınız. Arkadaşlarınızın ya da ailenizin önünde prova yapmanız ve onlardan geribildirim almanız yararlı olur. Rahat ancak bir profesyonel bir tarza sahip olduğunuzdan emin olmak için, konuşmanızı videoya da kayde­debilirsiniz. Sesinizi teybe kaydedip gerekli vurgulan yapıp yap­madığınızı, ilgi çekici, insanların uykusunu getirmeyecek bir ses tonuyla konuşup konuşmadığınızı duyun. Bir başka iyi fikir de, konuşma yapacağınız salona erken gidip ortama alışmaktır. Daha önce denemediğiniz ve kullanmakta zorlandığınız alet ve cihaz­lar kullanmaktan kaçının

Son olarak, gevşemeye ve konuşma ya da sunumun keyfîni çıkarmaya çalışın. Bu, sonuçta, başarılı bir işin ardından sırtınızın sıvazlanması gibidir. Artık başarılı olduğunuz bir iş nedeniyle kendinizi iyi hissetme zamanıdır. Bundan sonra liderlik yetenek­lerinizi patronunuza kanıtlamak için yeni fırsatlar arayabilirsiniz.