Araya Girmek

MentalPress 30

Koçluk Becerileri: 9

Araya Girmek

Çoğu koçluk görüşmesi kısa olduğu için, konunun merkezine inebilmek için danışanın raporu ya da anlatımı sırasında araya girmek gerekli olabilir. Bir koç olarak, bunu, yapmak için doğru zamanın ne olduğuna üçüncü seviye farkındalığınızı kullanarak karar verirsiniz. Nazikçe bir aralık beklemek yerine, araya girip görüşmeyi başka yöne çevirirsiniz ya da bir soru sorarsınız. Çoğunlukla sezgileriniz, araya girmeniz için sizi kışkırtır.

Bazıları, özellikle dünyanın bu tür davranışların kusur olarak görüldüğü belli bölge­lerinde yaşayanlar tarafından bu araya girişleriniz kabalık olarak algılanabilse de, kaba olmak gerekmediğine dikkat edin. Şunu da hatırlayın: Danışanlar ne zaman monoton bir şekilde durmadan konuştuklarının farkına varırlar! Eğer bu tür bir daldan dala atla­mayı yönlendirmezseniz, danışanlar koçluk görüşmelerinin hikayeler anlattıkları bir yer olduğunu düşüneceklerdir ve bir süre sonra hoşnutsuz olacaklar ve koçluk ilişkisini bitirmeye hazır duruma geleceklerdir. Danışanlar koçluk görüşmelerinde tüm zamanlarını "sonra ben..." ya da "ve o da dedi ki..." gibi cümlelerle geçirmek istemezler. Bazı da­nışanlar da siz bir şey söyleyene kadar konuşmaya devam edeceklerdir. İyi danışanlar olma ya da kusursuz olma arzulan içinde danışanlar bastırdıkça bastıracaklar ve sizin adım atıp onları kurtarmanızı ve görüşmeyi tekrar yoluna koymanızı umacaklardır.

Genel olarak, danışanlarınızı koçluk görüşmelerinin başında bu tür araya girmelere hazırlamak en iyisidir. Onlara, görüşme sırasında bazen onları şaşırtacak bir şekilde sözlerini keseceğinizi açıklayın. Koçluk görüşmesinin, bir arkadaşla bir kahve içip dedi­kodu yapmaktan farklı olduğunu bilmelerini sağlayın. Araya girmeniz gerekebileceğini söyleyin ve onlardan bunu kişisel almamalarını rica edin. Eğer gücenirlerse, gerekirse tekrar bu konuyu konuşabilmek için bunu size söylemelerini isteyin. Bu size, uygun olan her zaman araya girebilmek için gereken izni verecektir.

Belki danışanınızın lafını kesmek için hâlâ isteksiz olabilirsiniz ve bunun sizin tar­zınız olmadığını düşünebilirsiniz. Gerçek şudur: Siz onlara karışmıyorsunuz, yolunuza çıkan ve görüntüyü bulanıklaştıran ve engelleyen duruma karışıyorsunuz. Gerçekten kibar, iyi olarak mı algılanmak istersiniz yoksa danışanlarınızın daha dolu bir hayata ulaşmaları için onlara karışmak mı? Hatırlayın, koçluk koçla değil danışan ile ilgilidir. Bu yüzden koçluk iyi görünmek için yapılmaz.

Koç olarak göreviniz önünüze gelen üzerinde çalışmak ve kendi gündeminizi ve egonuzu işin dışında bırakmaktır. Fakat sorumluluk almanız gereken zamanlar da ola­caktır. Koçluktaki deneyiminiz ve eğitiminiz size danışana hizmet etmek için gereken otoriteyi sağlar. Geride durmak, bu noktada kibar olmak danışanın yararına değildir. Netleştirmek için ortaya çıkacağınız, sağlam bir istekte bulunacağınız, bir meydan oku­ma ortaya koyacağınız veya acı gerçeği söyleyeceğiniz zamanlar olacaktır. Güçlü ve hızlı olunacak diye bir kural olmadığına göre, ne zaman araya gireceğiniz konusunda .sezgilerinize güvenmeniz için bu iyi bir noktadır.

Koçlar bazen, bir koçluk sorusu ile müdahale etmeden önce daha fazla bilgiye, tec­rübeye ve tekniğe ihtiyaç duyduklarına inandıkları için araya girmekte başarısız olurlar, bazen içeriğini anlamak için bir hikayeyi duymanın önemli olduğu doğrudur. Hatta danışanların dinleniyorum, anlaşılıyorum hissine sahip olmaları için gerekli olabilir. Bu durumda ilişkinin iyiliği için de önemlidir. Fakat biz hikayeyi iyi dinleme konusunda za­ten becerili olduğunuzu varsayıyoruz.

Örnek Diyaloglar

Örnek A: Becerinin Kötü Kullanımı

Danışan: Size daha önce bahsettiğim, sürekli ters görünen kişi Mary idi. Doğuya gitmemiz gerektiğini düşündüğümü söylesem, hayır, batıya gitmeliyiz diyor. Bitiş tarihine kadar yetiştirebilmemizin tek yolu dışarıdan yardım almak desem, o hayır, bu bize bağlı, bu sa­dece daha iyi bir ekip çalışmasına ihtiyacımız var demektir diyor. Ekip çalışması! Bundan daha ikiyüzlüce ne olabilir? Devamlı ondan takımla daha ilgili olmasını rica ettim. Ve o her zaman "zamanım yok" ya da "bu senin yönetimindeki bir takım" cevaplarını verdi. Bi­lirsiniz, bahane ardına bahane. Sürekli olarak takımın altını kazan kişi o.

KOÇ: O sürekli olarak takımın altını kazıyor. Böyle birisiyle çalışmaya

çabalamak gerçekten sinir bozucu olmalı.

Danışan: Evet, tabii Son yaptığını anlatmış mıydım?

KOÇ: Aynı şeylerin tekrarıdır eminim.

Danışan: Tabii. Bitmiyor ki... vesaire, vesaire, vesaire, vesaire, vesai­re...

Örnek B: Becerinin Doğru Kullanımı

Danışan: Size daha önce bahsettiğim, sürekli ters görünen kişi Mary idi. Doğuya gitmemiz gerektiğini düşündüğümü söylesem, hayır, batıya gitmeliyiz diyor. Bitiş tarihine kadar yetiştirebilmemizin tek yolu dışa­rıdan yardım almak desem, o hayır, bu bize bağlı...

KOÇ: Kulağa bitmek bilmeyen bir irade savaşı gibi geliyor.

Danışan: Ben de onu diyecektim.

KOÇ: Oyunu ne değiştirir?

Danışan: Pardon? Ne demek istediğinizden emin değilim.

KOÇ: Bu döngüyü kırmak için ne gerekli? Bu durumda ortaya koyabi­leceğin güçlü yönlerin neler?

Danışan: Evet ilginç... Merhamet akla geliyor. Bu benim önemli bir özelliğim.

KOÇ: Merhametli olmak bu savaşı sona erdirmeye nasıl yardıma ola­bilir?

Uygulama:  Çoğu koçun ihtiyacı olan araya girme konusun­da daha fazla alıştırmadır. Araya girebilme becerisi gereksiz raporlamaları da engeller, Bu raporlamalar danışan tarafından daha zorlayıcı konulara geçmeyi engellemek için konulan bir perde gibidir. Araya girme öze ulaşma, yani hareket ve öğrenme sürecini  hızlandırır.

Bir arkadaşınızla birlikte oturun ve bu çalışmayı yapmak için o konuşur­ken sözünü keseceğinizi bilmesini sağlayın. Arkadaşınızdan, hayatının önemli bir döneminden bir anı anlatmasını isteyin. Bu okul zamanla­rından bir öğrenme deneyimi olabilir. En iyi arkadaşıyla karşılaşma hi­kayesi olabilir. Özellikle uzatılabilir bir hikaye seçmesini isteyin, çünkü anlatılanların sürekli devam etmesi önemlidir. Arkadaşınız anlatırken, sizin göreviniz araya girmek ve koçluk becerisini kullanarak hikayenin gidişatını değiştirmektir:

•     Arkadaşınızdan özetlemesini isteyin: “Bu senin için ne anlam ifade ediyordu?"

•     Şunun gibi kışkırtıcı ama daha fazla bilgi talep etmeyen bir soru ile konuşmasını bölün: "Peki bu sana ne öğretti?"

•     Hikayede o an olanları yorumlamak için araya girin. Bir istek ile bölün.

•     Bölme niyetinizi belirterek araya girin: "Burada sözünü kesece­ğim."

Araya girmek için kullanılabilecek sözler şunlar olabilir: "Pardon, biraz önce sen..." ya da "İzin verirsen şunu sormak istiyorum..."