Korku ikna mı eder yoksa caydırır mı?

MentalPress 30

Amerika başkanı, Franklin Roosevelt, ilk açılış konuşmasında kriz dönemine dönük ünlü söz­lerini dile getirmiştir: "Her şeyden önce, korkulacak tek şey korkudur.,. Öyle ki geri çekilmeyi avantaja dönüştüren tüm çabaları aksatır." Roosevelt haklı mıydı? İnsanları belli bir şe­kilde hareket ettirmeye çalışıldığı zaman, onun söylediği gibi korku her şeyi aksatır mı? Yoksa ikna eder mi? Çoğunlukla, araştırmanın gösterdiğine göre korkunun içinde bulunduğu ilişkilerde, verilen gözdağını azaltmak için karşı taraf harekete geçmektedir. Fakat bu genel kuralın önemli bir istisnası vardır: Korkutma ile verilmiş mesaj eğer tehlike çağrıştırıyor ve karşı tarafa açıkça tehlikeyi azaltmanın etkili yolları açıklanmamış ise, korku ile onu yok sayarak baş ederler. Sonuç olarak, hiç tepki göstermeyerek, gerçekten paralize olurlar.

Sağlık araştırmacıları tarafından yapılan bir çalışmada, öğrenciler tetanosun tehlikeleri hakkın­da bilgilendiren bir kitapçık okumaktadırlar. Kitapçık tetanosa yakalanmanın sonuçlarını kapsayan ve kapsamayan kitapçık­lar şeklindeydi. Ayrıca, öğrencilerden bazıları tetanos enfek­siyonunu nasıl kapacakları hakkında spesifik bir bilgi alırken, bazıları da almadı. Sonra, tetanos hakkında uyarı almayan fakat nasıl tetanos olunur bilgisini alan öğrenciler arasında bir kontrol yapıldı. Korku dolu mesajın bu çalışmaya katılanları tetanos aşısı olmak için teşvik ettiği görüldü. İnsanlar korkula­rından kurtulmanın yollarını buldukça, daha az yalanlamaya başvuracaklardır.

Bu bulgular iş dünyası ve diğer alanlarda da kullanılabilir. Reklam kampanyaları, şirketlerin ürün ve hizmetlerinin gerçek dünyanın tehditlerinden insanları koruyabileceği açık, spesifik ve etkili yollan belirtmelidir. Müşterileri, ürün veya hizmetin mevcut problemi çözeceği konusunda ürkütmenin olumlu et­kisi olacaktır, eğer bunu sağlayacak başarılı ve spesifik yollar kullanılmaz ise müşteriler bu gözdağım görmezden gelirler.

Aynı şekilde, kurumunuz tarafından yürütülen geniş kap­samlı bir projede ciddi bir problem gördüğünüzde, yönetime bundan bahsederken en azından olası felaketi engelleyecek planınızı da sunmaksınız. Eğer yönetime önce problemden bahsedip, sonra plan yapmaya karar verirseniz, siz ve çalışan­larınız plan geliştirene kadar, yönetim mesajı görmezden gele­cek yollar bulur veya projede kullanılmasından vazgeçer.

Sağlık uzmanları ve kamu çalışanları da bu araştırmanın etkilerinden faydalanmalılardır. Kilolu bir hastanın kilo ver­mesi ve daha sık egzersiz yapmasını isteyen doktorlar ve hem­şireler, hastanın anlayabileceği şekilde açık ve basit bir biçimde hastanın kilo vermemesinin zararlarına odaklanmasını sağla­yabilirler. Basitçe anlatılan yüksek kalp ve damar hastalıkla­rı ile diyabet korkuya ve hastada yalanlamaya yol açar. Kamu çalışanlarında, sigara içmek, korunmasız cinsel ilişki, alkollü araç kullanmaya dair yapılan korkunç resimler pek etkili ol­maz, hatta iyi bir hareket planıyla desteklenmedikçe olumsuz sonuçlar da doğurabilir.

İzleyicilere olası bir tehdidin gerekli mesajları, basit, net ve kolay takip edilebilir bir şekilde sunulmalıdır, belki de Roosevelt'in ifadesi “korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir” şeklinde söylenmelidir.