İşyerinde Kişisel İnançları Tartışmak

MentalPress 30

Hiç kimse insanların fikirlerini açıklamaya çok meraklı olduğu gerçeğini yadsıyamaz. Bize en iyi dondurmanın han­gisi olduğundan, patronun başına gerçekte neler geldiği­ne kadar ne sorarsanız sorun, bir dolu şey duyarsınız.

Ancak arkadaşlarla ya da aile bireyleriyle tartışılırken zararsız görünen fikirler, işyerinde bir anda kontrolden çıkabilir. Bunun nedeni özel hayatımızda genellikle bize benzeyen, görüşlerimizi paylaşan kişilerle vakit geçirmemizdir. İşyerinde ise birbirine ta­mamen zıt olan kişiler bulunabilir.

İşyerinizde inançlarınızı, ekose bayrak sallar gibi da sallandıramazsınız.

Başka bir deyişle, patronunuz dini bayram­larınızı kutlamanıza ya da dini inançlarınıza uygun giyinmenize karşı çıkamaz; hatta tarikat üyesi olmanıza bile ses çıkaramaz. Onu ilgilendiren şey, işyerindeki diğer kişilerle bu konularda, or­tamda gerginlik yaratacak tartışmalara girmenizdir.

Patronunuz sizin et yememenizi umursamaz; ancak enfes bir sosisli sandviçi midesine indirmekte olan iş arkadaşınıza bu konuda vaaz vermenizden hiç hoşlanmaz. Sizin bir sonraki seçimlerde ki­me oy vereceğinizle ilgilenmez; ancak işe üzerinde desteklediğiniz adayın İsminin yazılı olduğu bir tişörtle gelmenize ya da bölmeni­zi küçük fillerle ve eşeklerle donatmanıza izin vermez.

"İşyerinizde kişisel inançlarınızdan söz etmeye kalkarsanız, gerçekten yıkıcı sonuçlara neden olabilirsiniz. İnsanlar gerilip öf­kelenebilirler; işleri üzerinde yoğunlaşmakta zorlanabilirler. Bu durumda ortalığı sakinleştirmek yöneticiye düşer. Üstelik eğer ça­lışanlardan biri din konusunda istismar edildiği düşüncesine kapılırsa, kendinizi hukuki kuralların geçerli olmadığı bir ortam­da da bulabilirsiniz," diyor, iş hukuku konusunda uzman olan avu­kat Jeffrey Tanenbaum.

Patronlar kişisel meseleler konusundan neden eskisinden da­ha hassaslar? Düşünün:

Eşit İş Fırsatları Komisyonu, 2003 yılında dini ayrımcılık yapıl­dığına dair 2500'den fazla şikayet aldı. Bu rakam, 1993 yılında­ki rakamdan %75 fazlaydı. İşyerinde kendisini din değiştirmeye zorlayan birinin olduğunda şikayet edenler de vardı.

2000 İle 2004 yılları arasında sayıları %400 oranında artan si­yasi web siteleri, "çalışanların verimliliğini büyük ölçüde azal­tabilmektedir", çünkü Websense raporlarına göre bu siteler en çok 11:00 İle 15:00 saatleri arasında ziyaret edilmektedir.

Patronlar bu rakamları görmekte, çalışanlarının işyerinde işle­rine yoğunlaşmak yerine kendi kişisel ilgi alanlarına hitap eden şeylerle uğraştıklarını fark etmektedirler. Bir patron, çalışanlarının kişisel inançlarından vazgeçmelerini talep edemez; ancak bunları işyeri dışında tutmasını ister.

"İnsanların inançlarından söz etmeleri, güçlü duyguları tetikliyor. Kendileriyle aynı inançları paylaşmayan kişilerle ağız da­laşına giriyorlar ve sıkışıp kalıyorlar," diyor bir iletişim strateji­leri şirketinin CEO'su olan Judith Glaser. "Bu da çatışmaları ar­tırıyor. Oysa birçok patron çatışmayı hiç sevmez."         Bu da, patronların işyerinde görmeyi hiç istemedikleri savaş­larla mücadele etmekten hiç hoşlanmadıkları anlamına geliyor.
İşte patronunuzu mutlu etmeniz ve kişisel inançlarınızla işteki ba­şarınızı birbirine karıştırmamanız için ipuçları:

Gerçekçi olun.

Herkes sizin vombatlara olan sevginizi paylaşmak zorunda değil; hatta vombatlardan nefret edenler bile olabilir. İşyeriniz­deki kişileri bu küçük yaratıkların neden çok önemli olduğu, keseliler dünyasında neden önemli bir rol oynadığı, onları kurtarmak için neler yapılabileceği konusunda eğitmek de sizin görev tanımınızın bir parçası değil.

İhtiyatlı olun.

Bir siyasi partiye ya da desteklediğiniz bir organizasyona yakınlığınızı gösteren tişörtleri, çıkartmaları ve posterleri evde bırakın. Bu küçük anılar işyeriniz değil, eviniz içindir. Eğer kendinize hiç engel olamıyorsanız, çiçekli boxerınızı giyebilir­siniz. Bu, sizin küçük sırrınız olacaktır.

Şirketin zamanından çalmayın.

Kendi özel işleriniz için telefon konuşmaları yapmayın, inter­neti, fotokopi makinesini, kağıt öğütücüyü, kalemtıraşı ya da zımbayı kullanmayın. Bağlı olduğunuz grup ya da organizas­yondaki kişilere sizinle evden temas kurmalarını söyleyin.

Serinkanlı olun.

İşyerinizden biri, sizi kişisel inançlarınızla ilgili bir tartışmanın içine sokmaya çalışırsa ya da karşınızdaki kişinin söyledikle­rine katılmaz ve tartışmayı uzatmak isterseniz, ona akşam si­zi evden aramasını ya da iş çıkışında bir yerlerde oturmayı tek­lif edin. Eğer tartışmayı uzatmak istemiyorsanız, sadece "Ben öyle düşünmüyorum" deyin.

Bazı kişiler için kişisel inançlarını işyerindeki herkesle pay­laşmaya yönelik doğal eğilimlerini bastırmanın zor olacağım bi­liyorum. George Burns'un dediği gibi: "Ülkeyi-nasıl yöneteceği­ni çok iyi bilen insanların, taksi kullanmaktan ya da saç kesmek­ten buna vakit bulamamaları ne kadar kötü!" Bu cümleye şunu da eklemeliydi: "ve İşyerinde su ısıtıcısının başında dikilmekten..."