Gerçeği Görmek

MentalPress 30

Gerçeği Görmek

Bu uygulama, danışanın hedeflediği şeyin ne olduğunu tam olarak tanımlayabilmesini ve kelimelerin sihirli dünyasına girerek bunu dile getirebilmesini sağlamayı amaçlar. Danışan, hedefini veya istediği şeyi yeni kelimeler kullanarak tanımlamaya başladıkça, gerçekte is­tediği şeyin o olup olmadığını anlamaya başlar.

Kısaca bu uygulamanın amacı, danışanın hedeflediğini söylediği şeyi doğru tanımlamasını, tanımasını ve hedefinden emin olmasını sağlamaktır.

Bu uygulamayı/yöntemi uygulayabilmek için öncelikle Türkçe kelime hazinenizi geliştirmek amacıyla sürekli araştırma yapmalı, sıfatlar ve tanımlamalar üzerinde çalışmalısınız. Özellikle Türkçe hatta Osmanlıca sıfatlarla adeta oyun oynamalısınız.

Başlangıç noktanız danışanınızın değerleridir. Danışanlarımla çalışmalarıma "değerlerini" yazdırarak başlarım. İlk karşılaşma­mızda, ilk seansın konusu, ödevi bu olur. "Bana değerlerinizi yazın," derim. Çünkü bilirim ki değerleri ne ise karşımdaki kişi odur.

"Sizin için en önemli dört değerinizi yazın," derim, nedense hep aynı dörtlü çıkar karşıma. "Dürüstlük, açık sözlülük, saygı, sev­gi". "En önemli on değerinizi yazın," dediğim zaman, sonrasında listeyi dörde indirmelerini istediğimde, yine mahşerin dört atlısı dikilir karşıma: dürüstlük, açık sözlülük, saygı, sevgi, Geçirdiğim uzun koçluk saatleri ve danışanlarımla karşılıklı kazanımlarımızla sonuçlanan değişik deneyimler sonunda karşımdakinin gerçeğinin, değerleri ile bire bir örtüştüğünü biliyorum artık.

Kelimelerin gücüne inanırım. Değerlerinin içinde "GÜÇ" ol­mayan birinin "YÖNETİCİLİK VE KARİYER" basamakları­nı tırmanabileceğine, "SERVET" olmayan birinin "İYİ PARA KAZANMAK İÇİN GEREKİRSE KAN KUSABİLECEĞİNE" inanmam. Onun istediği şey iyi para kazanabileceği bir iş olamaz, olsa olsa karnını doyurabileceği bir işi olsun istemektedir ve ancak bu kadarlık bir hedef için çabalar. Sonra da hedefime ulaşamıyorum, şanssızım, kimse beni sevmiyor, torpilim yok gibi mazeretleri sayar da sayar. Ya da mesela değerlerinin içinde "SEÇMEK" olmayan biri, "İLİŞKİLERİNDE" ne kadar başarılı olabilir?

Bir danışanım sona kalan dört önemli değerinden biri olarak "UMUT" yazmıştı. Bütün değerleri "dürüstlük, açık sözlülük, say­gı, sevgi" olan biriyle hedefe yürümek ile değerlerinden bir tanesi "umut" olan biriyle hedefe yürümek arasındaki farkı hissedebiliyor musunuz?

Danışanınıza kelime öğrenme ödevi vermek suretiyle onu farklı kelimeler öğrenmeye yönlendirerek kendisini daha iyi ve daha doğru ifade etmesini sağlayabilirsiniz. Böylece siz de onun ne demek istedi­ğini anlamak veya emin olmak için sorular sormak yerine, enerjinizi daha doğru soruları sormak için kullanabilirsiniz.

Kelimelerin ve sıfatların farklı anlamlarını öğrenmeli ve hepsini en uygun şekilde kullanabilmelisiniz. Bir durumu veya duyguyu en az on farklı sıfatla tanımlamaya çalışın. Günlük hayatta içinde bulun­duğunuz farklı ortamlarda, yolda gördüğünüz, gazetede okuduğu­nuz her durum için bu egzersiz yapmaya başlayın. Bu hayatınızın bir parçası olsun.

Bu egzersizlere ilk başladığınız günlerde, gündelik hayatta ve koçluk seanslarınızda ne kadar az kelime kullanarak konuştuğunuzu, anlattığınızı göreceksiniz; umutsuzluğa kapılmayın. Bir süre sonra danışanınıza "Şunu mu demek istedin?" diye onda farklı duygular uyandırabilecek birçok tanımlama sıfatı zihninizde uçuşmaya baş­ladığında, kendinizi çok daha iyi hissedecek ve hissettireceksiniz.

Danışan, yaklaşık iki yıldır gezici satış-pazarlama elemanı olarak ça­lıştığı büyük elektronik kuruluşunun X mağazasında, satış şefi ol­muştu. Geçirdiği iki yılda o kadar başarılı olmuştu ki, çok güzel bir terfi yazısı ile ve maaşına zam yaparak onu en önemli mağaza­larından birine atamışlardı. İlk zamanlar her şey harikaydı, zam ve terfi mektubunda yazanlar onu havalandırmıştı ama son haftalarda her şey ters dönmüş gibiydi. Hiyerarşik olarak doğrudan bağlı bu­lunduğu mağaza müdürü ile aralarında sürekli elektrikli bir hava vardı. Danışan  bu durumu mağaza müdürünün, kendisinden çok daha genç olan danışanın bir gün yerini almasından korktuğu için yaşan­dığını, mağaza müdürünün onu sürekli aşağıladığını, gereksiz işler yaptırdığını, bu duruma bir son veremezse kesinlikle işten ayrılma­sı gerekeceğini, daha fazla dayanamayacağını, mağaza müdürüyle uzlaşabilmek için ne yapması gerektiğini bilmediğini söyleyerek bir yol bulmak için bana başvurdu.

Danışan

Huzurlu olmak istiyorum, her dakika beni izliyor, gözleri devamlı üzerimde. Dayanamıyorum.

Koç

Değerlerinin arasında huzur olmamasını nasıl yorumluyorsun?

Danışan

Gerçekten de huzur yazmamışım değil mi?

Koç

Evet yazmamışsın. İstediğin şey huzurdan daha başka bir şey olabilir mi?

Danışan

Bilemiyorum ki, tek bildiğim her sabah bu adam yüzün­den işe gitmek istemediğim. Mutsuz oluyorum.

Koç

İşyerinde huzurlu olmakla ne kastediyorsun?

Danışan

Yani rahat etmek istiyorum işte, Müşteriyle rahat konuş­mak, işim yokken bir arkadaşımla iki laf edebilmek isti­yorum.

Koç

Bunu engelleyen ne?

Danışan

Mağaza Müdürü.

Koç

Bana değerlerini yazar mısın? Seni sen yapan beş tane değerini yaz.

Danışan

Dürüstlük, açık sözlülük, çalışkanlık, özgürlük, vatanse­verlik.

Koç

Seni ne mutlu eder?

Danışan

Aslında o dükkânın içinde tıkılıp kalmak sıkıyor beni. Kafes gibi yüz metrekare alanın içinde dön dur bütün gün. Ne yapsam herkes görüyor,

Koç

Biraz önce satış müdürü sürekli beni izliyor demiştin.

Danışan

Ya sadece o değil, herkes birbiriyle meşgul sürekli

Koç

Bunu daha özgür çalışmak istediğin şeklinde anlayabilir miyim?

Danışan

Evet, ben özgür olmak istiyorum aslında.

Koç

Değerlerinin içinde huzur yoktu ama özgürlük yazmışsın,

Danışan

Evet, özgürlüğüme çok düşkünüm.

Danışanı sıkan şeyin, mağaza müdürü olmadığını, gezici işini özlediğini anladığında çok rahatladı. Bunu üst yönetime bildirmek için de epey sıkıntılı zamanlar yaşadı. Ama başardı. Şu anda aynı kuruluşun eğitim departmanında, bir zamanlar sokaklarda kazandığı deneyimlerini yeni işe alınan satış elemanlarına aktarıyor ve hep farklı mekânlarda, farklı insanlarla bir arada olarak yaptığı ve çok sevdiği bir işi var artık.

Karşınızdakinin kendini nasıl ifade ettiğine dikkat edin. Uzun ve detaylı cümleler mi kuruyor, yoksa kısa ve tek kelimelik açıklamalar mı yapıyor? Bu uygulamayı, karşınızdakinin duygularını ve gerçeğini "tam ve eksiksiz olarak ortaya çıkarmak için" kullanmanız gerek­tiğini unutur, kelimeler ve anlamları ile danışanınızı boğarsanız "aydınlatma" hedefinizden uzaklaşır, kendinizi danışanınızla keli­melerin anlamları hakkında tartışırken bulabilirsiniz. Bu nedenle çok dikkatli ve ölçülü olmalısınız.